Kötülüğün Doğası ve İnsanın Seçimleri: Genetik ve Çevrenin Etkisi! İnsanın doğası üzerine yapılan araştırmalar, kötü davranışların her zaman kötü bir sonuç doğurmadığını ve genetik yatkınlıkların insanın kaderini belirlemediğini gösteriyor. Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, genetik yapının insanın biyolojik bir programı olduğunu ve çevresel etkilerle değişebileceğini vurguluyor. Tarhan’a göre, genetik yapı belirli özellikler için bir temel sunarken, insanın özgür iradesi ve çevresi bu temelin nasıl şekilleneceğini belirler. Bu bağlamda, kötü olarak görülen bazı davranışlar, olumlu bir amaca hizmet edebilir. Kişinin içinde bulunduğu çevre ve aldığı kararlar, genetik yatkınlıklarını olumlu veya olumsuz bir yönde şekillendirebilir.
İnsan doğasının kötü davranışlara yatkın olup olmadığı sorusu, uzun süredir bilim insanlarının üzerinde çalıştığı bir konudur. Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a göre, genetik ve çevresel faktörler insan davranışlarının temel belirleyicileridir. İnsan doğası, uygun koşullar olmadığında pasif kalabilir, ancak şartlar olgunlaştığında genetik özellikler aktif hale gelebilir. Bu duruma “epigenetik” denir. Epigenetik, çevresel faktörlerin genler üzerinde yarattığı değişikliklerin, zamanla bireylerin davranışlarına nasıl etki ettiğini açıklar.
Genetik, insanın biyolojik yapısını oluşturur. Ancak Tarhan’a göre genetik, değişmez bir kader değildir. Örneğin, belirli bir genetik yatkınlık taşıyan bir kişi, yaşam tarzı ve çevresel etkilerle bu yatkınlıkların sonuçlarını değiştirebilir. Bu, davranış genetiğinin önemli bir konusudur: Kötü niyetle yapılan bir eylem, bir başka kişide aynı genetik özelliklerle olumlu bir amaca dönüşebilir.
Davranış genetiği alanında yapılan çalışmalara göre, bir insanın doğuştan gelen kişilik özellikleri ile çevresel etkiler arasındaki ilişki karmaşıktır. İnsanlar, özgür iradeleriyle seçimler yaparak, riskli davranışlarını olumlu bir yöne çevirebilirler. Bu bağlamda, kötü olarak algılanan bazı genetik yatkınlıklar, uygun bir çevrede ve doğru seçimlerle iyi sonuçlar doğurabilir.
Tarhan’a göre, bireylerin içsel motivasyonları ve çevresel koşulları, kişiliklerini şekillendirir. İyi ve kötü kavramlarının tanımı, bireyin yetiştiği ortam ve aldığı eğitimle ilişkilidir. Bir kişi, zor bir çevrede yetişmiş olsa bile, doğru motivasyonlarla olumsuz genetik eğilimlerini olumlu bir güce dönüştürebilir.
Buna karşılık, varlıklı ortamlarda yetişen bireyler, bu avantajları kötüye kullanarak daha olumsuz davranışlar sergileyebilirler. Bu nedenle, genetik yatkınlıkların insan davranışlarındaki etkisi, bireyin yaşam tarzı ve yaptığı seçimlerle yakından ilişkilidir.
Genetik yapı, insan doğasının temelini oluşturur. Ancak, insanın yaşamı boyunca yaptığı seçimler ve aldığı kararlar, bu yapıyı nasıl şekillendireceğini belirler. Bu nedenle, kötü olarak nitelendirilen genetik özellikler bile, doğru çevresel koşullar ve bilinçli seçimlerle iyi bir amaca hizmet edebilir. Tarhan, genetiğin bir kader olmadığını ve çevresel etkilerin insan gelişiminde büyük bir rol oynadığını savunuyor.
Türkiye ve dünya gündemindeki sıcak gelişmeleri okuyucularına tarafsız ulaştırmayı hizmet kabul eden haber platformu.