Yaz kapıda. Bavullar raflardan indi, uçak biletleri aratılmaya başlandı. Tatil planları yeniden gündemde. Türkiye’nin dört bir yanı doğal güzellikleriyle göz kamaştırıyor ama yaz gelince akla ilk gelen adres çoğu zaman değişmez: Antalya.
Peki, bir tatili gerçekten unutulmaz kılan nedir? Altın sarısı kumlar mı, masmavi deniz mi, yoksa Instagram’da paylaşılacak gün batımı kareleri mi? Bunların hepsi önemli ama asıl farkı yaratan bir şey daha var: İletişim!
Turizm sadece hizmet değil, aynı zamanda bir deneyim sunma sanatıdır. Bu deneyimi şekillendiren en önemli unsurlardan biri de iletişimdir. Otel görevlisinin misafiri karşılarken kullandığı ton, restoran çalışanının yabancı bir turiste menüyü anlatma biçimi, bir taksi şoförünün önerdiği rota… Hepsi tatilin tadını ya katmerlendirir ya da gölgeler.
Özellikle Antalya gibi dünya çapında bir destinasyonda bu detayların önemi katbekat artıyor. Her yıl milyonlarca turisti ağırlayan bu Akdeniz incisi, yalnızca deniziyle değil, insanıyla da hatırlanıyor. Çünkü bir turist, bir şehri çoğu zaman orada tanıştığı birkaç kişiyle özdeşleştiriyor. Sahi, hepimiz öyle değil miyiz?
Bu noktada, yerel esnaftan otel yöneticilerine, rehberlerden belediye çalışanlarına kadar herkesin iletişim becerisi büyük önem taşıyor. Turiste sadece doğru bilgi vermek yetmez; samimi, saygılı ve kültürel farklılıkların farkında olarak yaklaşmak gerekir. İngilizce, Almanca ya da Rusça bilmek elbette büyük avantaj ama iletişim sadece dille sınırlı değil. Bir tebessüm, bir jest, bir anlayış hali de güçlü bir iletişim aracıdır. Bir sonraki ziyaretin ya da ileri tatil planlarının önemli belirleyicisidir tutum ve davranışlar…
Antalya’nın bu alandaki potansiyeli büyük. Ancak bu potansiyelin sürdürülebilir olması için turizm sektöründe çalışan herkesin iletişim yetkinliklerini gözden geçirmesi şart. Kültürel empati, beden dili, kriz anı yönetimi gibi konular sadece yöneticilerin değil, sahada çalışan herkesin gündeminde olmalı. Bu konu başlıkları ise sürekli bir iletişim eğitimi ile daha mümkün. Çünkü her misafir, Antalya’yı yalnızca otel penceresinden değil, insan ilişkileri üzerinden de algılıyor.
Bu yaz da milyonlar Antalya’ya akın edecek. Deniz aynı deniz, güneş aynı güneş. Farkı yaratacak olan şey, insan. İyi iletişim, turistin tatilinden memnun ayrılmasını sağlamakla kalmaz; o memnuniyetin başka misafirleri de beraberinde getirmesini sağlar. Unutmayalım: İyi bir deneyim, en güçlü reklamdır.
Yazın sadece turizm değil, aynı zamanda insan temelli bir etkileşim sezonu olduğunu hatırlayalım. Ve bu sezonu, güçlü bir iletişimle taçlandıralım.
Kaynak: Zuhal Sönmezer
Türkiye ve dünya gündemindeki sıcak gelişmeleri okuyucularına tarafsız ulaştırmayı hizmet kabul eden haber platformu.