Son yıllarda hem gündelik hayatta hem de sosyal medyada sıkça duyduğumuz “beyin sisi” terimi, aslında bilimsel bir hastalık tanımı olmaktan uzak; fakat bireylerin zihinsel performanslarında fark ettikleri belirgin bir azalma halini ifade eden bir kavramdır. Uzmanlar, bu durumun fizyolojik bir sorun olmaktan çok, kişinin zihinsel fonksiyonlarını kullanmadaki algısıyla ilgili olduğuna dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Metin, beyin sisi kavramını, bireylerin zihinsel işlemlerde yavaşlama, dikkat dağınıklığı, hafıza zayıflığı ve net düşünememe gibi belirtilerle tanımladıkları bir durum olarak açıklıyor. Bu belirtiler, genellikle “eskisi gibi düşünemiyorum”, “dikkatimi toplayamıyorum”, “hafızam zayıfladı” gibi şikayetlerle kendini gösteriyor. Ancak bu belirtiler, her zaman bir beyin hastalığına işaret etmeyebilir.
“Beyin sisi” kavramının bilimsel literatürde net bir karşılığı bulunmasa da, modern yaşamın stresi, uykusuzluk, vitamin eksiklikleri, depresyon, anksiyete gibi faktörlerle ilişkilendirilerek kullanıldığı belirtiliyor. Prof. Dr. Metin, böyle durumlarda detaylı bir nörolojik ve psikolojik değerlendirme yapılmasının önemli olduğuna dikkat çekiyor.
Depresyon ve anksiyete gibi ruhsal rahatsızlıklar, beyinde karar alma, düşünme ve hafıza gibi işlevlerden sorumlu olan frontal loblarda birtakım değişikliklere yol açabiliyor. Bu değişiklikler, birey tarafından “hafızam zayıfladı” ya da “sağlıklı düşünemiyorum” şeklinde algılanabiliyor ve bu durumda beyin sisi şikayetiyle karşılaşılıyor. Ancak Prof. Dr. Metin, bu durumun mutlaka organik bir beyin hasarı anlamına gelmediğini vurguluyor.
Prof. Dr. Metin’e göre, “beyin sisi” kavramı zaman zaman yanlış anlaşılıyor. Bu durum bir görme bozukluğu değil, zihinsel netlik ve performansla ilgili bir sorundur. İnsanlar gözle ilgili bir problem olduğunu düşünebilir; oysa ki sorun beynin algı ve işlem merkezlerinde yaşanan yetersizliklerden kaynaklanır.
Sık rüya görme, uykunun bölündüğünü ve derin uykuya ulaşılamadığını gösterebilir. Her ne kadar herkes her gece rüya görse de, sık hatırlanması uykunun kesintiye uğradığı anlamına gelebilir. Uyku apnesi, huzursuz bacak sendromu ya da stres kaynaklı uyku bölünmeleri, zihinsel işlevleri olumsuz etkileyerek beyin sisi şikayetlerine neden olabilir.
Beyin sisi yaşam kalitesini düşürebilir ancak basit önlemlerle bu durumun önüne geçmek mümkün. Prof. Dr. Metin, bu konuda şu önerilerde bulunuyor:
Sonuç olarak, beyin sisi bilimsel anlamda bir hastalık olmasa da, zihinsel verimliliği düşürebilen önemli bir durumdur. Yaşam tarzınızdaki ufak değişikliklerle bu durumun önüne geçebilir, zihinsel berraklığınızı geri kazanabilirsiniz.
Kaynak: https://genelsaglik.org/
Türkiye ve dünya gündemindeki sıcak gelişmeleri okuyucularına tarafsız ulaştırmayı hizmet kabul eden haber platformu.