Merhaba sevgili okurlarım,
Spor eğitmeni ve diyetisyen kimliğimle yıllardır aynı soruyla karşılaşıyorum: “Glutamin gerçekten gerekli mi?” Bugün sizi suplement dünyasının en çok konuşulan, en yanlış anlaşılan maddelerinden birine götüreceğim. Ancak başlamadan önce altın kuralımı bir kez daha hatırlatayım:
Ne kadar iyi antrenman yaparsanız yapın, kaç çeşit supplement kullanırsanız kullanın, eğer BESLENME temeliniz kötü ise hepsi boşa gider.
Bunu bir profesyonel olarak net bir şekilde söylüyorum. Supplement bir tamamlayıcıdır, yerine koyucu değil.
Peki glutamin bu tabloda nereye oturuyor? Hadi en temelinden başlayalım.
Glutamin, vücudumuzdaki en bol bulunan serbest aminoasitlerden biridir. Aslında vücut glutamini kendi üretir, bu nedenle “esansiyel olmayan aminoasit” sınıfında yer alır. Ancak konu burada bitmez.
Belli durumlarda — ağır stres, travma, yoğun spor, enfeksiyon, cerrahi — vücudun glutamin ihtiyacı artar. Bu yüzden glutamin “koşullu esansiyel” kabul edilir. Yani bazı dönemlerde dışarıdan almak gerekebilir.
Glutaminin vücuttaki görevleri gerçekten geniştir:
Bilimsel literatürde glutaminin önemini gösteren çok sayıda çalışma vardır. 2018 tarihli geniş kapsamlı derleme, glutaminin özellikle immün sistem ve bağırsak bariyeri için kritik bir aminoasit olduğunu açıklamıştır.
Suplement reyonuna girdiğinizde “glutamine”, “glutamine peptide”, “alanyl-glutamine” gibi farklı isimler görürsünüz. Bunlar ne anlama geliyor?
En yaygın kullanılan, serbest formdaki glutamin. Sporcuların çoğu bu formu kullanır.
Bağırsakta daha stabil kalır, emilimi daha farklıdır. Klinik beslenmede — özellikle cerrahi ve yoğun bakım hastalarında — daha sık tercih edilir.
Bazı araştırmalarda bu formun gastrointestinal dayanıklılığının daha iyi olduğu gösterilmiştir.
Evet!
Bir diyetisyen olarak her zaman şunu vurguluyorum:
Glutamin zaten doğal besinlerde bolca bulunur.
En zengin kaynaklar:
Çeşitli çalışmalara göre sağlıklı bir birey sıradan bir beslenme ile günde 3–6 gram glutamin alır.
Bu nedenle çoğu insan için ekstra takviye gereksiz olur.
Glutamin, bağırsak hücreleri için birincil enerji kaynağıdır.
Bağırsak bariyerinin güçlü olması bağışıklığın temelidir. Bu nedenle bağırsak bütünlüğü bozulduğunda (enfeksiyon, kemoterapi, yoğun stres) glutaminin destekleyici olabileceği çalışmalarla gösterilmiştir.
Lenfositler ve makrofajlar glutamini yoğun olarak kullanır. Yoğun antrenman sonrası bağışıklık düşmesi yaşayan sporcularda glutamin kullanımını araştıran çalışmalar vardır, fakat sonuçlar karışıktır.
Evet, bağışıklık hücrelerine yakıt sağlar, ancak bu her sporcu için bağışıklığı belirgin şekilde artırır anlamına gelmez.
Glutamin kas dokusunda en çok bulunan aminoasitlerden biridir. Ancak şu çok önemli:
Takviye glutamin = kas artışı anlamına GELMEZ.
Birçok meta-analiz, glutaminin performans artışına veya belirgin kas kazanımına tek başına katkı sağlamadığını göstermiştir.
Bununla beraber bazı çalışmalar, özellikle eksantrik (uzatma fazlı) egzersizlerde kas hasarını hafifletebileceğini göstermiştir — fakat etkinlik yine sınırlıdır.
Burada kesin çizgiler çizelim.
Bu grupta glutaminin bağırsak bütünlüğünü ve bağışıklığı desteklediğine dair güçlü çalışmalar vardır. Bu nedenle hastane protokollerinde yer alabilir. Ancak doz ve form mutlaka uzman doktor kontrolünde belirlenir.
Bazı çalışmalar kemoterapiye bağlı ağız yaralarını azalttığını göstermiştir.
Ancak bazı kanser türleri glutamini “yakıt” olarak kullanabilir.
Bu nedenle onkoloji uzmanı izin vermedikçe glutamin önerilmez.
Eğer bağışıklık sistemi çökmesi, sindirim bozukluğu veya aşırı tükenme yaşayan bir sporcuysanız doktor/diyetisyen kontrolünde değerlendirilebilir. Yine de temel performans artışı beklemeyin.
Dikkat veya kaçınma gereken gruplar:
Doktor ve diyetisyen kontrolünde kullanılması gerekiyor. Spor salonu çalışanları veya arkadaş önerisi ile hiç bir takviyeye başlamayın.
Sporcu takviyelerinde genellikle:
👉 5–10 gram / gün yaygın bir aralıktır.
Bazı çalışmalarda 20–30 grama kadar denenmiştir ancak yüksek dozun ekstra faydası net değildir. Ayrıca uzun süre yüksek dozun gastrointestinal etkileri olabilir.
Klinik tedavilerde (yanık, cerrahi, yoğun bakım) dozlar çok daha farklıdır — hatta çoğu zaman alanyl-glutamine formu kullanılır. Bu tamamen protokollere bağlıdır.
Birçok meta-analiz glutaminin hız, güç, dayanıklılık, VO₂max gibi performans göstergeleri üzerinde belirgin ve tutarlı bir fayda sağlamadığını ortaya koymuştur.
Bazı araştırmalar DOMS (gecikmiş kas ağrısı) ve inflamasyon belirteçlerinde ufak iyileşmeler gösterse de sonuçlar birbiriyle tutarlı değildir.
Bu alan glutaminin yıldızının parladığı yer.
Kritik hastalarda bağırsak bariyeri ve immün sistem üzerinde belirgin olumlu etkiler gösteren çok sayıda çalışma vardır.
Son yıllarda çıkan araştırmalar, bazı tümör hücrelerinin glutamini büyüme yakıtı olarak kullanabileceğini göstermiştir.
Bu yüzden yeni protokoller ve uyarılar ortaya çıkmıştır.
Glutamin, bilimsel olarak önemli bir aminoasit.
Evet, bağırsak sağlığı ve immün fonksiyon açısından çok değerli.
Evet, bazı özel klinik durumlarda hayat kurtarıcı bile olabiliyor.
Ama…
Kilo almak, yağ yakmak, kas yapmak, güçlenmek için mucize değildir.
Beslenme bozuksa glutamin hiçbir şeyi kurtaramaz.
İsterseniz dünyanın en pahalı suplementlerini alın,
antrenmanınız kusursuz olsun…
Enerji alımı doğru değilse, protein yeterli değilse, dağılım kötü ise… sonuç yoktur.
Takviyeler ihtiyaç oldukça, bilimsel gerekçeyle, kişiye özel kullanılmalıdır.
Popüler olduğu için değil.
Arkadaşın kullandığı için değil.
Spor salonunda çalışan ve işin eğitimini almamış sadece bir kaç senede vücut yapmış kişiler önerdiği için değil.
Bilinçli suplement kullanımı çok önemli. Lütfen uzman bir doktor ve diyetisyen ile karar verin. Düzenli olarak tahlillerinizi yaptırın.
Dyt. Melina Ezgi Tosun
Kaynak: Bihaber.TR köşe yazarı Melina Ezgi Tosun

Türkiye ve dünya gündemindeki sıcak gelişmeleri okuyucularına tarafsız ulaştırmayı hizmet kabul eden haber platformu.