Psikolojik olarak iyi hissedildiğinde bilişsel kapasitenin de daha iyi kullanabildiğini dile getiren uzmanlar, fiziksel olarak iyi hissedildiğinde psikolojik olarak da iyi hissedildiğini söylüyor.
Yeterince ve düzenli yapılan fiziksel aktivitenin uyku kalitesiyle ilişkili olduğunu kaydeden Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Hazal Ayas, “Bireysel egzersizden öte grup halinde yapılan egzersiz veya dans hem fiziksel bir aktivite hem bir bilişsel aktivite oluyor. Özellikle yaşlı popülasyonda sosyal fiziksel aktivite çok daha önemli.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi (İTBF) Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Hazal Ayas, fiziksel aktivitelerin yaşlılar üzerindeki etkisini anlattı.
“Fizyolojik iyi oluş için çok önemli”
Spor ve egzersiz psikolojisine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Hazal Ayas, “Bedenimiz zihnimizi etkiliyor ama aynı zamanda zihnimiz de bedenimizi etkiliyor. Fiziksel aktivite yalnızca yaşlı popülasyonda değil tüm yaş grupları için fizyolojik iyi oluşun önemli belirleyicisi. Özellikle kardiyovasküler sistem, metabolizma sistemi, iskelet ve kas dokusu üzerine olumlu bir etkileri var. Bunun dışında bilişsel etkileri de var. Herhangi bir egzersiz programına katıldıktan sonra, fiziksel aktivite gerçekleştirdikten sonra kendini iyi hissetmeyen yok. Fiziksel olarak iyi hissettiğimizde psikolojik olarak da iyi hissediyoruz.” dedi.
“Psikolojik olarak iyi hissedildiğinde bilişsel kapasite de daha iyi kullanılabiliyor”
Psikolojik olarak iyi hissedildiğinde bilişsel kapasitenin de daha iyi kullanılabildiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Hazal Ayas, “Genel anlamda fiziksel egzersizin bedenimiz üzerinde fizyolojik anlamda olumlu etkileri olduğunu biliyoruz. Direkt biyolojik bir etkisi var. Fiziksel egzersizin biyolojik olarak iyi oluşa etkisi var. Hareket ediyor olmak, yaşıyor olmaya, yaşama devam edebiliyor olmaya eşittir. Bu yaşlılarda da bu şekilde. Özellikle yaşlılarda biraz daha etkin olduğu da düşünülüyor. Çünkü biliyoruz ki yaşlılık eşittir büyük anlamda fizyolojik olarak bazı problemlerin başlaması demek. Kas iskelet sisteminde, metabolik sistemde, kardiyovasküler sistemde ciddi rahatsızlıklar başlıyor yaşlılık döneminde. Dolayısıyla aktif olmanın bu hastalıkların başlangıcını geciktirici etkisi var.” diye konuştu.
“Fiziksel aktivite içinde olduğumuzda beynin oksijen tüketimi artıyor”
Fiziksel egzersizin fizyolojik problemlerin tedavisinde de etkili bir ilaç gibi olduğunu kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Hazal Ayas, “Beyinde ne oluyor? Fiziksel aktivite içinde olduğumuzda beynin oksijen tüketimi artıyor. Bununla birlikte beyinde kanlanma artıyor. Beyin kan akım hızında artış meydana geliyor. Dopamin ve serotonin salınımlarında değişiklikler meydana geliyor ve beyinde yapısal değişiklikler oluşuyor. Bunlar bilimsel olarak, bilişsel etkilerine yönelik.” dedi.
“Depresyon özellikle yaşlılık döneminde çok sık görülüyor”
Fiziksel hareketin hem koruyucu hem de tedavi edici özelliğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Hazal Ayas, “Günümüzde depresyon ve kaygı bozukluğu hastalarında, önemli düzeydeki psikiyatrik bozukluklarda günlük yürüyüşler, fiziksel aktiviteler tedavinin bir parçası olarak mutlaka veriliyor. Çünkü iyileştirici etkisi var ve bu yapılan araştırmalarla da kanıtlanmış durumda. Depresyon özellikle yaşlılık döneminde çok sık görülüyor. Bazen tek başına ortaya çıkıyor, bazen sekonder olarak demans veya diğer bozukluklara eşlik edebiliyor. Dolayısıyla normal popülasyona göre yaşlı popülasyonda daha fazla depresyonla karşılaştığımızı söyleyebiliriz. Dolayısıyla fiziksel aktivite hem depresyonu önlemede hem de depresyon tedavisinde önemli.” diye bilgi verdi.
“Fiziksel egzersiz çok ağır olduğu zaman beyinde stres alarma geçiyor”
Fiziksel aktivitelerin yaşlıların fizyolojisine uygun düzeyde ayarlanmış olması gerektiğini, fiziksel egzersiz çok ağır olduğu zaman beyin stres tepkisi verdiğini ve psikolojik anlamda daha kötüye gidişin de söz konusu olabileceğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Hazal Ayas, şöyle devam etti:
“Fizyoterapistler eşliğinde yaşa, vücuda ve bireye özgün bir şekilde planlanması çok önemli. Uyku üzerinde de önemli bir etkisi var. Uyku problemleri psikiyatrik bozukluklarla da ilişkili. Aynı zamanda nörolojik bozukluklarla da ilişkili. Psikiyatrik bozukluklar uyku sorunu yapabiliyor ya da uyku sorunu yaşıyor olmak hem psikiyatrik hem de nörolojik bozukluklarla ilişkilendirilebiliyor. Dolayısıyla bu döngüde uykunun ne kadar kilit bir rol oynadığını biliyoruz.”
“Yeterince ve düzenli yapılan fiziksel aktivite uyku kalitesiyle de ilişkili”
Yaşlı popülasyonunda psikiyatrik ve özellikle nörolojik bozuklukların arttığını bildiklerini belirten Ayas, “Uyku kalitesinin iyi tutulmasının ne kadar önemli olduğu da karşımıza çıkıyor. Yaş arttıkça uyku kalitesinde, uyku sürekliliğinde, uyku süresinde bir azalma oluyor. Dolayısıyla yaşlı bireyi sağlıklı olarak tanımlasak bile psikiyatrik, nörolojik etkileri olabiliyor. Bunu engellemek için bile fiziksel aktivite çok önemli. Çünkü yeterince ve düzenli yapılan fiziksel aktivitenin uyku kalitesiyle ilişkili olduğu görülüyor.”
“Özellikle yaşlı popülasyonda sosyal fiziksel aktivite çok daha önemli”
Yaşlıların “yaşlanmama rağmen kendimi hâlâ iyi hissediyorum.” demesinin önemli bir psikolojik etkisinin de var olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Hazal Ayas, “Yaşlıların düzenli fiziksel aktiviteye yönlendirilmesi fiziksel anlamda sağlıkları, bilişsel anlamda sağlıkları ve dolayısıyla psikolojik anlamdaki sağlıkları için çok önemli. Bireysel egzersizden öte grup halinde yapılan egzersiz veya dans hem fiziksel bir aktivite hem bir bilişsel aktivite oluyor. Özellikle yaşlı popülasyonda grup halinde yapılan fiziksel aktivite çok daha önemli.” şeklinde sözlerini tamamladı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Türkiye ve dünya gündemindeki sıcak gelişmeleri okuyucularına tarafsız ulaştırmayı hizmet kabul eden haber platformu.