Sevgili okurlar,
“Hastalıklarda Beslenme Serisi” yazı dizimizin dördüncü bölümünde, boynumuzun hemen önünde yer alan, kelebek şeklinde küçük ama etkisi tüm vücudu saran bir bezden söz edeceğiz: Tiroid bezi.
Bu küçük yapı, enerjimizden kalp atış hızımıza, vücut sıcaklığımızdan ruh halimize kadar sayısız süreci yöneten sessiz bir denge merkezidir.
Bazen farkında bile olmadan metabolizmamızın hızını belirler, duygularımızın ritmini etkiler, yaşam enerjimizi yönetir.
Ne zaman ki bu bezin dengesi bozulur, işte o zaman vücut da dengesini kaybeder.
Kimi zaman halsizlik, kilo artışı, kabızlık; kimi zaman da çarpıntı, uykusuzluk, istemsiz kilo kaybı ortaya çıkar.
Birçok kişi bu değişiklikleri “yorgunluk” ya da “stres” olarak yorumlar ama aslında beden bize tiroidle ilgili bir şeyler anlatıyordur.
Bu yazıda, tiroid hastalıklarını iki temel başlıkta inceleyeceğiz:
Hipotiroidi ve Hipertiroidi.
Her birinde vücudun nasıl tepki verdiğini, teşhis sürecini ve en önemlisi beslenmenin nasıl yönlendirilmesi gerektiğini ayrıntılı şekilde ele alacağız.
Tiroid, vücudun enerji metabolizmasını yöneten bir merkez gibidir.
T3 (triiodotironin) ve T4 (tiroksin) adını verdiğimiz hormonları salgılayarak, hücrelerin “ne kadar hızlı çalışacağını” belirler.
Bu nedenle tiroid dengesizliği, neredeyse tüm organ sistemlerini etkiler:
Kalp atımı, kas aktivitesi, sindirim, vücut ısısı, ruh hali, hatta saç dökülmesi bile bu hormonlara bağlıdır.
Tiroid fonksiyonları genellikle basit bir kan tahliliyle değerlendirilir.
En sık bakılan testler şunlardır:
Bu testlerin sonucuna göre kişi, hipotiroidi ya da hipertiroidi olarak değerlendirilir.
Hekim tanıyı koyduktan sonra ilaç tedavisi ve beslenme planı birlikte yürütülmelidir. Çünkü beslenme, tedavi etkinliğini doğrudan etkiler.
Hipotiroidi, tiroid bezinin yeterli hormon üretememesi durumudur.
En sık nedeni, bağışıklık sisteminin tiroid dokusuna zarar verdiği Hashimoto tiroiditi adlı otoimmün hastalıktır.
Belirtileri
Bu belirtiler yavaş yavaş geliştiği için çoğu kişi uzun süre fark etmez.
Ama laboratuvar sonuçlarında TSH yüksek, T3 ve T4 düşük bulunur.
Hipotiroidide metabolizma yavaşlar. Bu nedenle hem enerji dengesi hem de mikrobesin desteği çok önemlidir.
Amaç, metabolizmayı desteklemek, inflamasyonu azaltmak ve tiroid hormon sentezine katkı sağlamaktır.
Kilo artışı sık görüldüğü için düşük kalorili diyetler cazip gelebilir.
Ancak çok düşük enerji alımı metabolizmayı daha da yavaşlatır.
Bu yüzden amaç dengeyi korumaktır.
Ortalama enerji, kişinin boy, kilo, yaş ve aktivite düzeyine göre hesaplanmalı; yavaş ama sürdürülebilir bir kilo kaybı hedeflenmelidir.
Kas kütlesinin korunması, metabolizmanın aktif kalmasını sağlar.
Her ana öğünde kaliteli protein bulunmalıdır:
Yumurta, tavuk, balık, az yağlı kırmızı et, yoğurt, süt, peynir ve baklagiller bu açıdan değerlidir.
Bitkisel ve hayvansal proteinlerin birlikte kullanılması amino asit dengesini artırır.
İyot, tiroid hormonlarının üretimi için zorunlu bir mineraldir.
Ama Hashimoto hastalığı olan bireylerde aşırı iyot alımı otoimmün süreci tetikleyebilir.
Bu nedenle iyotlu tuz ölçülü kullanılmalı, deniz ürünleri haftada 1–2 kezle sınırlı tutulmalıdır.
Takviye olarak iyot alınmamalıdır, sadece doktor önerisiyle kullanılmalıdır.
Tiroid dokusunu serbest radikallerden koruyan güçlü bir antioksidandır.
Ayrıca T4’ün aktif forma dönüşümünde (T3’e) rol oynar.
Brezilya cevizi, yumurta, deniz ürünleri, tam tahıllar ve ay çekirdeği iyi kaynaklardır.
Günlük 1–2 adet Brezilya cevizi, gereksinimi büyük ölçüde karşılar.
Bu iki mineralin eksikliği tiroid enzimlerinin çalışmasını bozar.
Kırmızı et, yumurta, kabak çekirdeği, tam tahıllar ve kuruyemişler bu minerallerden zengindir.
Demir eksikliği olan kişilerde TSH regülasyonu da zorlaşır.
Lahana, brokoli, karnabahar, turp, brüksel lahanası gibi sebzeler goitrojen adı verilen maddeler içerir.
Bu bileşikler iyotun tiroidde kullanılmasını engelleyebilir.
Ancak bu etki, pişirme işlemiyle büyük ölçüde azalır.
Dolayısıyla bu sebzeler tamamen yasak değildir; sadece çiğ tüketimi sınırlanmalıdır.
Hipotiroidide bağırsak hareketleri yavaşlar.
Tam tahıllar, sebze ve meyvelerle lif artırılmalı, günde en az 2–2,5 litre su tüketilmelidir.
Yetersiz su, kabızlığı artırarak şikâyetleri ağırlaştırır.
Bazı Hashimoto hastalarında gluten duyarlılığı gözlenir.
Glutenin tiroid antikorlarını artırabileceğine dair araştırmalar mevcuttur.
Bu nedenle özellikle otoimmün tiroid hastalığı olan kişilerde geçici bir glutensiz beslenme denemesi, diyetisyen kontrolünde uygulanabilir.
Ancak tamamen glutensiz beslenme herkese gerekli değildir.
C vitamini, E vitamini, polifenoller ve karotenoidler inflamasyonu azaltır.
Renkli sebze ve meyveler (yaban mersini, nar, ıspanak, havuç, kırmızı biber) günlük beslenmede yer almalıdır.
Hipertiroidide tiroid hormonu üretimi artar ve metabolizma hızlanır.
Bu durum vücudun enerji depolarının hızla tükenmesine yol açar.
Laboratuvar sonuçlarında TSH düşer, T3 ve T4 yükselir.
Hipertiroidide metabolizma çok hızlı çalıştığı için enerji, protein, vitamin ve mineral gereksinimi artar.
Amaç, aşırı enerji harcamasını dengelemek, kas kaybını önlemek ve tiroid dokusundaki inflamasyonu azaltmaktır.
Vücut, enerji açığını kapatmak için kas dokusunu kullanır.
Bu nedenle yüksek enerjili ve yeterli proteinli bir diyet gereklidir.
Sık aralıklarla beslenmek, öğün atlamamak önemlidir.
Yağlar tercihen zeytinyağı, avokado ve ceviz gibi sağlıklı kaynaklardan gelmelidir.
Günde kilogram başına en az 1,2–1,5 gram protein alınmalıdır.
Et, tavuk, balık, yumurta, süt ürünleri, kuru baklagiller, tofu ve kinoa protein açısından zengindir.
Kas kaybı riski olan bireylerde ara öğünlere yoğurt, süt veya bitkisel protein destekleri eklenebilir.
Hipertiroidi, kemik yoğunluğunu azaltabilir.
Süt, yoğurt, peynir, badem, yeşil yapraklı sebzeler, susam ve pekmez kalsiyum açısından önemlidir.
D vitamini takviyesi hekim önerisine göre alınmalıdır.
Bu durumda vücut zaten fazla tiroid hormonu üretmektedir.
Fazla iyot, sorunu daha da derinleştirir.
Bu nedenle iyotlu tuz yerine iyot içermeyen tuzlar tercih edilir.
Deniz yosunu, deniz kabukluları, bazı mineral takviyeleri diyetten çıkarılmalıdır.
Kahve, siyah çay, enerji içecekleri, çikolata gibi uyarıcılar kalp çarpıntısı ve sinirlilik hissini artırabilir.
Bu nedenle bu ürünler kısıtlanmalıdır.
Bitki çaylarından melisa, papatya ve ıhlamur sakinleştirici etkisiyle tercih edilebilir.
Aşırı terleme nedeniyle sıvı kaybı artar.
Günde en az 2,5 litre su içilmeli, sodyum-potasyum dengesi korunmalıdır.
Taze sebze ve meyveler (özellikle muz, portakal, ıspanak) bu dengeye katkı sağlar.
Oksidatif stres artışı nedeniyle A, C, E vitaminlerinden zengin gıdalar önerilir.
Zeytinyağı, havuç, kabak, narenciye, böğürtlen, ıspanak ve ceviz gibi gıdalar tercih edilmelidir.
Her iki madde de hormon dengesini olumsuz etkiler, karaciğer yükünü artırır ve ilacın etkisini azaltır.
Bu nedenle kesinlikle önerilmez.
Tiroid hastalıklarında beslenme, yalnızca kilo kontrolü aracı değildir.
Vücudun hormon üretimi, bağışıklık sistemi yanıtı, enerji metabolizması ve doku onarımı besinlerle doğrudan ilişkilidir.
Doğru beslenme:
Ancak her bireyin tiroid tipi, değerleri, kilosu ve yaşam tarzı farklıdır.
Bu yüzden tek tip “tiroid diyeti” yoktur; kişiye özel planlama gerekir.
Tiroid hastalıkları kronik bir süreçtir.
Tedavinin başarısı, düzenli kontrollerle sağlanır.
Her 6–8 haftada bir hormon testleri yapılmalı, gerekirse diyet planı güncellenmelidir.
Vitamin D, B12, ferritin, selenyum ve çinko düzeyleri de düzenli olarak izlenmelidir.
Hekim ve diyetisyen iş birliğiyle yürütülen süreç, hem ilaç etkinliğini artırır hem de yaşam kalitesini yükseltir.
Tiroid hastalıklarıyla yaşamak sabır gerektirir.
Ama doğru bilgiyle, doğru beslenmeyle ve düzenli takiple bu süreç yönetilebilir.
Tiroid dengesi yeniden kurulduğunda yalnızca hormonlar değil, enerji, uyku, ruh hali ve yaşam isteği de dengeye gelir.
Bedenimizin sessiz yöneticisi olan tiroid, aslında bize sürekli bir şey söyler:
“Ne yediğine dikkat et, çünkü her lokma hormonlarını etkiliyor.”
Dyt. Melina Ezgi Tosun
Kaynak: Bihaber.TR köşe yazarı Melina Ezgi Tosun

Türkiye ve dünya gündemindeki sıcak gelişmeleri okuyucularına tarafsız ulaştırmayı hizmet kabul eden haber platformu.
Haberleras.com Tüm Hakları Saklıdır © 2020 medya sponsorluğu / kitle fonlama / habertr / gezi bülteni / Kadın Haberleri
Bir Yorum Bırak