Bugün, toplumda kadınların büyük bir kısmını etkileyen ama çoğu zaman sessizce ilerleyen bir sağlık meselesinden bahsetmek istiyorum: Polikistik Over Sendromu, yani halk arasında bilinen adıyla PKOS.
Bu sendrom, bazen düzensiz adetlerle, bazen geçmeyen sivilcelerle, bazen de anlam veremediğimiz kilo alımıyla karşımıza çıkıyor. Hatta öyle ki, kadınların bir kısmı yıllarca bu belirtilerle yaşıyor ama altında yatan nedenin ne olduğunu bilmiyor. Ta ki bir gün “Acaba neden bu kadar düzensizim?” ya da “Neden kilo vermek bu kadar zor?” diye sorana kadar…
Öncelikle şunu söylemek gerek: PKOS bir hastalık değil, bir sendrom. Yani tek bir belirtiyle değil, birkaç farklı bulgunun bir araya gelmesiyle tanı konan bir durum. Adı “over”, yani yumurtalıklarla ilgili gibi dursa da aslında tüm bedeni etkileyebilen, hormon dengesinden metabolizmaya kadar birçok sistemi ilgilendiren bir tablo.
Kimi kadınlarda adet düzensizliği olurken, kimi kadınlarda ise kıllanma artışı, sivilce, saç dökülmesi gibi androjen (erkeklik hormonu) fazlalığına bağlı şikayetler ön planda olur. Bazıları bu belirtileri çok hafif yaşar, bazıları ise hayat kalitesini ciddi şekilde düşürecek kadar şiddetli.
Tahminlere göre, her 10 kadından 1 ya da 2’si PKOS tanısı alıyor. Hatta bazı kaynaklar bu oranın daha da yüksek olabileceğini, özellikle hafif seyreden vakaların tanı alamadığını söylüyor. Yani aslında etrafımızdaki pek çok kadının, belki arkadaşımızın, kardeşimizin ya da hatta kendimizin bu sendromla yaşadığını fark edemiyor olabiliriz.
PKOS genellikle genç yaşlarda, ergenlikle birlikte belirtiler vermeye başlar. Ancak tanı çoğu zaman gecikir. Kadınlar ya şikayetlerini ciddiye almaz, ya da normal zannedip doktora gitmez. Ya da daha sık görülen durum şu: Kadın doktora gider ama “Biraz kilo ver geçer” gibi yetersiz yaklaşımlarla karşılaşır. Oysa ki PKOS sadece kilo meselesi değildir.
Net bir nedeni yok. Genetik yatkınlık, yani ailede anne, teyze, ablada varsa sizde de olma ihtimali artıyor. Bunun dışında en çok suçlanan şeylerden biri de insülin direnci. Vücut insülini kullanmakta zorlanıyor, bu da hem kilo almaya hem de hormon dengesizliğine yol açıyor.
Bir de çevresel etkenler var: beslenme biçimi, stres, uyku düzensizliği, hareketsiz yaşam. Aslında bildiğimiz ama çoğu zaman dikkat etmediğimiz yaşam tarzı unsurları. Tüm bunlar bir araya geldiğinde vücut dengesini kaybediyor ve PKOS ortaya çıkıyor.
PKOS herkeste aynı şekilde kendini göstermiyor. Ama en sık karşılaşılan belirtiler şöyle:
Bu belirtilerden bir ya da birkaçını yaşıyorsanız, mutlaka bir kadın doğum uzmanına ya da endokrinoloji doktoruna başvurmalısınız. Erken tanı, her zaman hayat kurtarır.
PKOS tanısında genellikle üç temel kriter aranır. Bunlardan en az ikisi varsa tanı konur:
Yani illa ki ultrasonda kist olması şart değil. Bu yüzden sadece “kistim yok, bende PKOS yoktur” dememek lazım. Doktorun yapacağı hormon testleri ve genel muayene ile netlik kazanır.
PKOS sadece adet düzensizliği ya da sivilce değil. Görünmeyen ama uzun vadede çok önemli sonuçları olabilir:
Yani PKOS aslında bütüncül bir tablo. Yalnızca kadın sağlığını değil, genel sağlık durumunu etkileyen çok yönlü bir sendrom.
Evet, var. Ama sihirli bir ilaçla bir günde her şey düzelmiyor. PKOS’un tedavisinde en etkili yöntem: yaşam tarzı değişikliği.
Tabii ki bazı durumlarda ilaç desteği gerekebilir. Doktora danışmalısınız.
PKOS, fiziksel belirtilerle sınırlı değil. Uzun süreli sivilceler, kilo problemi, adet düzensizliği ve hamile kalamama gibi konular, kadınlarda özgüven sorununa, depresyona ve anksiyeteye neden olabiliyor.
Bu yüzden sadece fiziksel tedavi değil, psikolojik destek de bu yolculuğun bir parçası olmalı. Gerekirse psikolojik danışmanlık ya da terapi alınmalı, çünkü ruh sağlığı beden sağlığıyla iç içe.
PKOS’lu kadınların çok sık duyduğu şeylerden biri “Kilo versen geçer zaten” oluyor. Ama bu yaklaşım hem yüzeysel hem de yanlış. Çünkü PKOS kilo aldırabilir, yani sebep-sonuç karışabilir. Kaldı ki her PKOS’lu kadın kilolu değildir. Hatta bazıları zayıf olmasına rağmen insülin direnci yaşayabilir.
PKOS, senin suçun değil. Ama onu yönetmek senin elinde. Doğru bilgi, bilinçli yaklaşım, destekleyici bir hekim ve sana iyi gelecek yaşam tarzı alışkanlıklarıyla, PKOS’la sağlıklı ve dengeli bir hayat mümkündür.
Kendini suçlama. Araştır, sor, danış, tedaviye başla. Ve unutma, yalnız değilsin.
Dyt. Melina Ezgi Tosun
Kaynak: Bihaber.TR köşe yazarı Melina Ezgi Tosun
Türkiye ve dünya gündemindeki sıcak gelişmeleri okuyucularına tarafsız ulaştırmayı hizmet kabul eden haber platformu.