Bilgi

  • DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
İsmail Tunçbilek; “Dokuz yaşından beri bağlamayla oyun oynuyorum.”

İsmail Tunçbilek; “Dokuz yaşından beri bağlamayla oyun oynuyorum.”

Büyük Ev Ablukada’nın sevilen solisti Gülinler’in sunduğu Zorlu PSM’nin dijital serisi “Bir Masada Oturduk”,  dünyanın pek çok yerinde festivallerde Türkiye müziğini temsil eden, gerek Taksim Trio ile gerek kendi çalışmalarıyla müzikal yolculuğunda yirmi yılı aşkın süreyi geride bırakan; dünyaca ünlü bağlama virtüözü İsmail Tunçbilek ’i ağırladı. Tunçbilek’in pandemi sürecini nasıl geçirdiğinden kendi müzikal kariyer yolculuğuna kadar pek çok konunun konuşulduğu keyifli sohbet şimdi Zorlu PSM YouTube kanalında yayında.

 

Çekimleri sevilen caz kulübü touché’de fiziki mesafe önlemleri ile gerçekleştirilen, Bant Mag.’ın da editöryel ve kreatif olarak dâhil olduğu Zorlu PSM Youtube kanalının en yeni dijital serisi “Bir Masada Oturduk” yeni bölümünde dünyaca ünlü bağlama virtüözü İsmail Tunçbilek’i ağırladı.

 

“Gıyabımda cenaze namazımı kılmışlar.”

 

Yeni bölümünde Gülinler’in konuğu olan İsmail Tunçbilek, hem pandemi sürecinin kendisi için nasıl bir deneyim olduğunu hem de kendi deyimiyle “dokuz yaşında oynamaya başladığı” bağlama ile yirmi küsur yılı geride bıraktığı müzikal kariyer yolculuğunu anlattı.

 

İçinden geçtiğimiz pandemi sürecini ailesiyle İstanbul’dan uzaklaşarak geçirmeyi tercih eden Tunçbilek, “Bu bir buçuk sene hem iyi hem de kötü geçti, hayat gibi işte. Bir buçuk senedir Demre’deyiz ailemle, pandeminin başından beri yerleştik oraya. Köyde hem ailemle hem doğada hayvanlarla hep birlikte yaşıyoruz bir buçuk senedir.” sözleriyle anlattı.

 

İnsanlar için değil kendisi için bir şey yapmaya ve bir yere varmaya çalıştığını da ifade eden usta virtüöz, yanına yalnızca bağlamasını alarak ailesi dahil kimseye haber vermeden iki sene boyunca çölde yaşadığı unutulmaz deneyimi de izleyicilerle paylaştı. Ailesinin kendisini öldü sandığını ve gıyabında cenaze namazının bile kılındığını da anlatan Tunçbilek; “Yatacak yerimiz dahi yoktu, kumda yatıyorduk. En yakın kasaba iki saat uzaklıktaydı. İki defa çölde kayboldum, ölüm korkusu ne demek orada öğrendim ben. Yaptığın müzik bile bir yerden sonra yetmemeye başlıyor sana. Sessizliğin ortasında kendi kendisine konuşmaya başlıyor insan. Kendisini dinlemeye. Bu bir ruh aslında ve benim bu ruha ulaşmam için bu çöl lazımdı bana.” sözleriyle anlattı. Kendisine “Kaç saat saz çalmamız lazım?, Ne kadar çalışmamız lazım?” sorularını soranlar olduğunu da söyleyen Tunç bilek; “Tabii ki çok çalışmak da lazım, ama her şeyden önce çok yaşamak lazım. Hakikatleri bir yaşamak lazım. Kim neyi nasıl nasıl yaşarsa müziği de o şekilde çıkacaktır ortaya” ifadelerini kullandı.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM