AKK Başkanı Yılmaz’dan Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 102’nci yıl dönümü mesajı

Ankara Kent Konseyi (AKK) Yürütme Kurulu Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelişinin 102’nci yılı dolayısıyla yayımladığı kutlama mesajında, “Ankara, Mustafa Kemal’i bağrına basan, ona ‘Gazi’ ve ‘Atatürk’ unvanlarını takdim eden şehirdir” dedi.

Ankara Kent Konseyi (AKK) Yürütme Kurulu Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara'ya gelişinin 102’nci yıl dönümünde bir kutlama mesajı yayımladı.

Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 100. yılının ‘İyi ki geldi’ diyerek kutlandığını belirten Yılmaz mesajında, Sakarya Meydan Muharebesi’nin 100. yılının ise “Son Kale Ankara” vurgusuyla ‘Diriliş Yürüyüşü’nün de tarihi etkinliklerle geride bırakıldığını hatırlattı.

“ANKARA; 27 ARALIK 1919 TARİHİNDE, TARİHE DAMGA VURAN AZİZ MİSAFİRİ, MUSTAFA KEMAL’İ BAĞRINA BASAN, ONA ‘GAZİ’ VE ‘ATATÜRK’ UNVANLARINI TAKDİM EDEN ŞEHİRDİR”

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 102’nci yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Kent Konseyi’nin hazırladığı programlarla anlatıldığını belirten Yılmaz, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Ankara; emperyalizme karşı Mustafa Kemal önderliğinde milletimizin Anadolu’da yaktığı ve hiç sönmeyen istiklal ve istikbal meşalesi ile düşman üzerine yürüyen şehirdir. Ankara; Büyük Atatürk’ün, ‘Hürriyet ve bağımsızlık aşığı kahraman Ankaralıların gösterdikleri vefa ve yardımları her vakit minnetle anarım’ diye yücelttiği şehirdir. Ankara; 27 Aralık 1919 tarihinde, tarihe damga vuran aziz misafiri, Mustafa Kemal’i bağrına basan, ona ‘Gazi’ ve ‘Atatürk’ unvanlarını takdim eden şehirdir. Ankara; Mustafa Kemal’in gelişiyle tarih sahnesindeki yerini bir kez daha alan ve yıllar öncesinden dünyaya, ‘Ben, kahraman Türk Milletinin yakında kuracağı özgür ve tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin müstakbel Başkentiyim’ diye müjdeleyen, bu müjdenin kahramanını bağrına basan şehirdir. Ankara Kent Konseyi olarak, böylesine kutlu bir güne sahip Başkent’te yaşıyor olmanın gururuyla doluyuz. Bu onur sadece Ankaralıların değil Ankara’da yaşayan herkesin ve emperyalizme çelikten yumruğunu indiren Anadolu’nundur. Nasıl onur duymayalım, nasıl gururlanmayalım? Mustafa Kemal Paşa'nın Ankara'ya gelişi, Viyana'dan Anadolu'nun içlerine çekilen Türk Milletinin bu çekilmeyi durdurduğu ve şahlandığı gündür.”

“BAŞIMIZ DARA DÜŞTÜĞÜNDE NE YAPMAMIZ GEREKTİĞİ, 102 YIL ÖNCE ATATÜRK’ÜN ANKARA’YA GELEREK SÖYLEDİKLERİ VE YAPTIKLARINDA SAKLIDIR”

Ankara’nın, Mustafa Kemal Atatürk’ün kararıyla Millî Mücadele’nin merkezi olarak belirlendiğine dikkat çeken Yılmaz ayrıca şu değerlendirmelerde de bulundu:

“Atatürk'ün Ankara'ya geldiği o gün; Dikmen sırtlarından ezan ve salat nidaları yükseliyordu. Bu manevi coşku içindeki binlerce kişinin Atatürk ile beraber girdiği Ankara, bir Kızılca Gün yaşıyordu. Karşılamada seymen alayı kuranlar, dervişler, civar köylerden gelen ahali, ahilik edebiyle donanmış esnaf ve on beşliler, mektepliler yürüyordu. Ellerinde bayrak, dillerinde dua, yumruklarında isyan vardı. Hepsi de kurtuluşa giden yola düşmenin aceleci telaşı içindeydi. Her biri, düşmanı yenmenin ve topraklarımızı kurtarmanın artık çok yakın olduğunun umuduyla, inancıyla, kararlığıyla doluydu. Bu hal içindeki ahaliyi gören Gazi Mustafa Kemal Atatürk yıllar sonra ‘Ankara, Anadolu’nun sönmeyen bağımsızlık ve özgürlük ateşini taşıyan insanların kentidir’ diyecekti. Büyük Atatürk, ‘Ankara’nın ve Ankaralıların benim gönlümde bambaşka bir yeri vardır’ sözlerini boşuna söylememiştir. Büyük Önder, Ankara’ya gelmeden önce bu aziz kenti Milli Mücadele’nin merkezi olarak belirlemiştir. Çünkü Samsun’a çıkmadan önce Ankara’nın tarihi önemini ve özelliklerini biliyordu. Başımız dara düştüğünde ne yapmamız gerektiği, 102 yıl önce Atatürk’ün Ankara’ya gelerek söyledikleri ve yaptıklarında saklıdır. O ruhu hiç yitirmeden geleceğe yürümek görevimizdir. Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 102’nci yılını kutluyor, bu vesileyle şehitlerimizi ve gazilerimizi minnetle anıyorum.”