Hamileliğin ilk haftaları geçtikten sonra çoğu anne adayı ikinci trimesterde, yani 13. ila 27. haftalar arasında biraz olsun rahat bir nefes alır. Özellikle sabah bulantıları, halsizlik ve aşırı yorgunluk yerini daha enerjik bir ruh haline bırakır. “Gebe kalmak gerçekten güzel bir şeymiş” cümlesi işte tam da bu dönemde anne adaylarının dilinden dökülmeye başlar. Ama unutmamak gerekir: Bu üç aylık süreçte hem annenin hem de bebeğin ihtiyaçları büyük hızla artar. Gelin birlikte bakalım, 2. trimesterde bizi neler bekliyor?
İkinci trimesterin başında, yani 13. haftada bebeğiniz yaklaşık bir limon büyüklüğündeyken, 27. haftaya gelindiğinde minik bir marul boyutuna ulaşır. Yani yaklaşık 900 gram ağırlığında ve 33-35 cm uzunluğundadır. Gerçekten de büyüme hızı göz kamaştırıcıdır!
Bu dönemde bebek artık çok daha hareketlidir. Hatta bazı anneler 18-22. haftalar arasında o ilk kıpırtıları hisseder: minicik bir baloncuk patlaması gibi… ya da hafif bir kelebeğin kanat çırpışı. İşte bu his, annelik duygusunun ilk somut temaslarından biridir.
Bebeğin organları hızla olgunlaşmaya devam eder. Kemik yapısı güçlenir, kaslar gelişir, akciğerler büyümeye başlar. Tat alma duyusu gelişir, göz kapakları açılıp kapanabilir, kulakları artık seslere duyarlıdır. Hatta müzik dinlettiğinizde veya sizin sesinizi duyduğunda tepki verebilir.
İkinci trimesterin güzelliği sadece bulantıların azalmasıyla sınırlı değildir. Bu süreçte kadın bedeninin doğaya eşsiz uyumu daha da belirgin hale gelir:
Ancak bazı anne adayları için bu dönem mide yanmaları, bel ağrıları veya bacak krampları gibi şikâyetlerin de başladığı zamandır. Östrojen ve progesteron hormonlarının artışıyla birlikte sindirim yavaşlar; bu nedenle beslenme alışkanlıkları oldukça önem kazanır.
Kilo alımı kişiseldir, annenin başlangıç kilosuna, metabolizma hızına ve beslenme düzenine göre değişir. Ancak ortalama olarak, 2. trimesterde haftada yaklaşık 300-500 gram alınması beklenir. Yani bu dönemin sonunda ortalama 5-6 kg artış normal kabul edilir. Elbette burada önemli olan sadece rakam değil, alınan kilonun içeriğidir. Kas mı? Yağ mı? Ödem mi? İşte bu nedenle bilinçli bir beslenme planı, bu sürecin temel taşıdır.
Halk arasında sıkça duyduğumuz “iki canlısın, iki kişilik ye” cümlesi aslında bir efsaneden ibarettir. Çünkü gebelikte kalori ihtiyacı çok fazla artmaz. İkinci trimesterde günlük enerji ihtiyacınıza ortalama 300-350 kcal eklemek yeterlidir. Ama bu kaloriler; poğaçadan, tatlıdan, kızartmadan değil; protein, lif, vitamin ve mineral açısından zengin gıdalardan gelmelidir.
İkinci trimesterde daha enerjik hisseden anne adayları için bu dönem, hem fiziksel hem ruhsal olarak denge kurmak için eşsiz bir fırsattır:
İkinci trimester boyunca doktor kontrolleri genellikle ayda bir yapılır. Her kontrolde:
Ayrıca bu dönemde birkaç önemli tarama testi vardır:
Bu dönem, hem fiziksel hem de duygusal olarak birçok değişimi barındırır. Bu nedenle;
İkinci trimester, gebelik yolculuğunun “altın çağı” olarak anılır. Anne adayı kendini daha iyi hisseder, bebeğin gelişimi hız kazanır, ailede bir heyecan başlar. Bu dönemde bilinçli bir beslenme ve düzenli takip, hem bebeğinizin sağlıklı gelişimini hem de sizin rahat bir gebelik geçirmenizi sağlar.
Bir diyetisyen olarak önerim şu: bu dönem kendinize iyi bakmak için harika bir fırsat. Çünkü anne sağlığı demek, doğacak olan bebeğin geleceği demek… Ve bu gelecek, sizin tabağınızda başlıyor.
Dyt. Melina Ezgi Tosun
Kaynak: Bihaber.TR köşe yazarı Melina Ezgi Tosun
Türkiye ve dünya gündemindeki sıcak gelişmeleri okuyucularına tarafsız ulaştırmayı hizmet kabul eden haber platformu.